Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Antalya Eğitim İş: 100 Günlük Program Gerçeklerden Uzaktır

Antalya Eğitim İş: 100 Günlük Program Gerçeklerden Uzaktır

Eğitim İş Antalya Şubesi yazılı bir açıklama ile Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı 100 günlük planı eleştirdi. Bu planın gerçeklerden uzak, eğitimden bahsetmeyen, hizmet değil ticaret mantığı ile hazırlanmış bir plan olarak yorumladı.

Öğretmen Atamaları İvedilikle Açıklanmalı

Sendika tarafından yapılan açıklamada bu planın özellikle eğitim açısından ele alıp, eğitimdeki sorunların polisiye tedbirlerle çözülemeyeceği belirtilmekte.

Açıklamada şöyle: “Hükümetin kurulmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı”nı açıkladı.

Programda yer alan öğretmen atamasına ilişkin takvimin ivedilikle açıklanmasını bekliyoruz. Kamuoyunun kafasını karıştıran programda yer alan 20 bin atamanın, Şubat ayında süreci başlatılıp atamaları yapıldığı halde

henüz güvenlik soruşturması devam ettiği için göreve başlatılmayan 20 bin atama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.

Eğitim-İş olarak yeni 20 bin atamanın KPSS puan üstünlüğüne göre sözlü sınav olmaksızın kadrolu olarak yapılmasını talep ediyoruz.

Yine programda yer alan güvenlik önceliği olan 30 bin okuldan başlayarak her okula en az bir polis memuru tahsis edilmesi uygulaması ile eğitimdeki güvenlik sorunları çözülemez.

Eğitim kurumları, kendi kültürü olan pedagojik kurumlardır. Eğitim kurumlarında polisiye tedbirler değil eğitim bilimlerinin ilkeleri hâkim olmalıdır.

16 yıl boyunca hâkim kılınan ve uygulanan okullarda kurum kültürünün yok edilmesi, liyakate dayalı olmayan yönetici atama sistemleri, kadrolaşma, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması,

eğitim kurumlarının toplum nezdindeki güven ve itibarlarının düşürülmesi uygulamalarından vazgeçilmediği ve bu noktada tedbirler alınmadığı sürece eğitimdeki güvenlik sorunları çözülemeyeceği gibi polisiye tedbirlerle hiç çözülemez.

Okullarda Hizmet Değil Ticaret Mantığı İşletilecek

Okulları artık öğretmenler değil profesyonel yöneticiler yönetecek MEB’in 3 ay içerisinde temellerini atacağı yeni eğitim sistemiyle kamu okullarını artık öğretmenler değil profesyonel yöneticiler yönetecek.

Bu yöneticiler ise işletme veya iktisat mezunlarından seçilecek. Okullar arasındaki eğitim kalite farkını en aza indirgemek için de ‘eğitim kalite endeksi’ devreye sokulacak.

Bahsedilen profesyonelleşme eğitim alanı dışından kişilerin yönetici atanması ve okulların ticari işletme gibi yönetilmesi ise buna kesinlikle karşıyız.

Anlaşılan odur ki iktidar, diğer devlet kurumlarında uyguladığı “hizmet değil, ticaret” mantığını eğitime taşımak istemektedir. Bu tür profesyonel yönetici ataması ister MEB içinden ister MEB dışından olsun eğitime vurulacak en büyük darbedir.

Programı açıklayan Cumhurbaşkanının;

-Bugün diken üstünde oturan ve istediği liseye yerleşemeyen 100 binlerce öğrenci ve velilerinden bahsetmemesi,

-18 Haziran günü Samsun’da halka hitaben “Meclis kapanmadan önce öğretmenlere ve diğer çalışanlara 3600 ek gösterge düzenlemesi yaptık” sözlerine rağmen bunun 100 günlük programda yer almaması,

-Eğitimin ve eğitim çalışanlarının mesleksel ve kurumsal sorunlarından bahsedilmemesi

Programın eğitimin sorunları gerçeğinden ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğitimdeki en önemli tehlikelerin başında gelen hususlar, özelleştirme ve dinselleştirme ile eğitimin dernek ve vakıfların faaliyet alanına dönüşmesidir.

Eğitimde anlayış değişmediği; laik, bilimsel, demokratik, kamusal, parasız eğitim anlayışı hâkim kılınmadığı sürece sorunların çözümü mümkün değildir”

yukarı çık
0
Paylaşım