Antalya BBP: Boğaçay Projesi Mi, Afet Ve Rant Projesi Mi?

“İMO’nun raporlarına göre 1934 yılı ile 2014 yılları arasında Konyaaltı Sahili 70 metre daralmıştır. Yani Konyaaltı Sahili 70 metre yok olmuştur. Medyaya yansıyan bilgilere göre Büyükşehir Belediyesini projesine göre 35 km’lik bir alanda dere ıslahı proje uygulaması ön görülmektedir.

900-950 km2’lik bir alanda planlama yapılması düşünülmektedir” diyen Doğan,  “Bütün ilim ve teknik veriler değerlendirildiğinde maliyeti belli olmayan ve hangi maliyete çıkacağı hesaplanamayan bu proje ciddi riskler taşımaktadır” dedi.

Bu projenin neden riskli olduğunu açıklamasında detaylı olarak anlatan Doğan Büyükşehir Belediyesi’ne bu proje hakkında şu soruları yöneltti;

“Boğaçay havzası ciddi sel ve taskın riski olan bölgedir. Son 40 – 50 yılda bile birkaç kez taşkın meydana gelmiştir. Ciddi mal ve can kayıpları yaşanmıştır. Dere yatağındaki köprü dahi yıkılmıştır. Projede bunlar dikkate alınmakta mıdır?

Düşünülen projeye göre dere yatağı 6 metre derinleştirilerek deniz suyu 2000metreye kadar içeriye alınması planlanmaktadır. Yatlar içeriye alınarak iç ve dış marina düşünülmektedir. Deniz suyunun içeriye alınması ciddi sorunlar doğuracaktır. Tuzlanma riskinin artmasıyla bölgedeki tatlı su kaynakları ve bitki örtüsü zarar görecektir. Konya altı sahili hızlı bir şekilde aşınacaktır. Sahil bitmiş olacak.

Antalya’nın içme suyunun %80 ni bu bölgededir deniz suyunun içeri alınmasıyla birlikte tuzlanma riski artacak Antalya’nın temiz su kaynakları yok olmaya yüz tutacaktır. İçme suyunu nerden karşılayacaksınız?

Anlaşıldığı kadarıyla dere havzası kenarında ciddi yapılaşma düşünülmektedir. Bölgede zemin emniyeti yoktur. Yeraltı su seviyesi 3 metre bile değil. Ayrıca Antalya ve bu bölge 1. Derece deprem bölgesidir. Bu bölge böylesine bir yapılaşma çok ciddi deprem riski taşımaktadır. Asla çok katlı yapılaşmaya izin verilmemelidir.

Bölge çok ciddi yağış alan bir bölgedir. Yağış miktarının ortalama değerle değerlendirilmesi çok zordur. Bu sebeple Taşkın riski, Taşkın debisi 900 – 1000 yıllık tekerrür debi değerlerine göre yapılmalıdır.

Boğaçayı ciddi katı madde taşıyan bir deredir. Dere yatağı 6 metre derinleşince taşınan rusubat denize taşınamayacak ve proje uygulama alanını en kısa zamanda dolduracak ve hatta afet riski taşıyacaktır. Ayrıca Konyaaltı sahilini denizin yemesi hızlanacak, zamanla Konyaaltı plajı ortadan kalkacaktır.

Projenin Konyaaltı deniz ağzına iç ve dış marina planladığınızda bu alan neredeyse yat limanına dönecek, yerleşim yerinden denize girile bilinen ender plajlardan olan Konyaaltı denize girmek zorlaşacak ve zamanla Konyaaltı plajı ortadan kalkacak.

Proje bu gün düşünülen bir proje değildir. 15-20 yıl öncesini karıştıranlar Antalya nın geçmişini bilenler böyle bir projenin gündeme geldiğini göreceklerdir. Yani insanın aklına yoksa proje çalıntı mı soruları geliyor. Kanaatimizce bu düşünülen projede kamu yararı yoktur.

Düşünülen projenin maliyeti belli değildir. Ama yansıyan bilgiler genel olarak 5-6 milyar dolarlık bir maliyetin çıkacağını göstermektedir. Bu kadarlık maliyetli bir proje Antalya’nın önceliği midir?”

Doğru kararların her zaman yanında olduklarını ama yanlışları söylemekten de geri durmayacaklarını belirten Doğan sözlerini şöyle tamamladı;

“Sayın Türel'in kullandığı "ANTALYA'YA İYİ GELECEK" bizim Büyük Birlik Partisinin 2014 mahalli seçim sloganıdır. Demek ki doğru bir sloganmış. Ama fikir babası biziz. Bu sloganı kullanırken bir izin veya nezaket teşekkür beklerdik.

Biz yine BBP olarak 2014 seçim beyannamemizde AKP tarafından düşünülen Boğaçay projesi ile ilgili çekincelerimizi belirtmiştik. Yani biz dersimize çalışıyoruz. Sonuç olarak; Yetkililerce Boğaçay çılgın proje olarak allı pullu olarak sunulmakta. Burada biz maalesef kamu yararı göremedik. Gördüğümüz şu ki; bu bir rant projesi izlenimi vermektedir. Artı bu proje uygulanırsa ilk taşkında onca yatırım heba olacak.

Çılgın proje çıldırtılmış bir proje olacak. Buraya yapılacak en güzel proje taşkın önleme projesidir. Felakete davetiye çıkarmanın anlamı yoktur. Eğer burada bir proje yapılacaksa çılgın falan değil gerçekçi bir proje yapılmalı, Denizin içeri alınmasından vazgeçilmeli, Konyaaltı Sahili korunmalı, yat limanı marina vs. vazgeçilmeli, kanal kenarı proje uygulamaları çılgın olmadan planlanarak gerçekçi olarak düşünülmelidir”