Reis emretti tebaası sustu
- Yazan Kaktus Haber
Son yazımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan ‘Tasarruf Genelgesi’nden, hani şu ‘Gazeteleri kapatın’ genelgesinden bahsetmiştim… Sözkonusu genelgeyle, zaten can çekişen Anadolu basınının nasıl ölüme terkedilişinden, basın sektörünün sahipsizliğinden…
Birkaç gün bekledim. Anlı şanlı basın örgütleri bu idam fermanına nasıl bir tepki verecek diye. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yaptığı bir yazılı açıklamada ekonomik darboğaz içindeki yerel basının, Cumhurbaşkanlığı’nın Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’yle tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtti ve
Tasarruf Genelgesi’nin değiştirilmesini istedi. Bilgin, “Kamu reklamlarının ezici çoğunluğu sadece belirli bir kesime verilmiş; yerel basının yüzde 95’i yok olmaya mahkum edilmiştir. Bu koşullar altında; tasarruf genelgesinde yerel basına verilen cüz-i satın alma ve reklam desteğinin kesilmesi, kabul edilemez.
Tasarruf genelgesi değiştirilmelidir. Gerçek tasarruf isteniyorsa basının yaşaması sağlanmalıdır” dedi.
Antalya’da da Basın Cemiyeti Başkanı İbrahim Akkaya benzer bir açıklama ile genelgeyi eleştirdi ve düzeltilmesini istedi.
Farklı yerlerden de birkaç açıklama geldi gelmesine de asıl yaygarayı çıkarması gerekenlerden tık çıkmadı. Örneğin 8 gazeteciler federasyonu ve 87 gazeteciler cemiyetini bünyesinde bulundurmakla övünen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun basında, medyada yer almış bir tek açıklamasına rastlamadım.
Öğrendim ki bir açıklama yapmış lakin bu açıklamayı sadece üyelerine mail olarak göndermiş. Kendi sitelerine dahi koymamışlar…
Başkanı olduğu Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ni bu konfederasyonun çatısı altına sokmak için ısrarlı bir çaba gösteren Mevlüt Yeni’den de bir ses çıkmadı mesela…
O da TGK’daki ağabeyi gibi bir açıklama yapmış ancak facebook hesabından. Yani son yıllarda artık pek kimsenin kullanmadığı bir mecradan…
Adeta kimse görmesin, ağabeyler kızmasın edasında…
Görev yaptığı süre içerisinde ‘iktidarla iyi geçinme’yi esas alan, AGC’yi adeta AKP’nin arka bahçesi gibi kullanan bir başkandan zaten başka ne beklenirdi ki…
Bir çift sözüm de Antalya’daki yerel gazetelere olacak. Birkaç tanesi hariç tamamı adeta kulağının üzerine yattı. İdam fermanlarına boyun uzattı.
Bu nasıl bir mantık anlamak zor. Benim ne gazetem var ne de şu sıra bir gazete çalışanıyım. Sadece gazeteciyim. Buna rağmen ben soruna sahip çıkıyorum ama gazete sahiplerinin çıtı çıkmıyor. Öyleyse bana bundan sonra daha beter olun demek düşüyor. Sonuçta herkes hakettiğini yaşarmış.
Son söz; üyelerinin haklarını savunmak yerine menfaatleri uğruna gücün yanında yeralmayı tercih eden efendilere diyorum ki, tarihin çöplüğüne gideceğiniz, adınızın unutulacağı günler yakın. Kalan az sayıdaki günlerinizin keyfini çıkarın efendiler…