Menu
RSS

ÖLÜSÜNÜ DİRİSİNİ

ÖLÜSÜNÜ DİRİSİNİ

Olmuyor, beceremiyorlar. Sayı saymayı beceremiyorlar.

Oysa daha ilkokula başlamadan öğreniliyor artık. Bir, iki, üç, dört. Ne kadar kolay değil mi? Hele hesap makineniz hatta bilgisayarınız varsa çocuk oyuncağı.

Ülkemizde sayıları saymakla görevli bir kurum var. Türkiye İstatistik Kurumu, kısa adıyla TÜİK. TÜİK'in bir istatistik yayınlama takvimi var. Her sene hangi veriyi hangi tarihte yayınlayacağı belli. Mesela her Haziranın 24'ünde bir önceki yılın ölüm istatistiklerini yayınlar. Bu sene yayınlamak yerine sayımın devam ettiğini açıkladılar.

2020 yılı sonu nüfusunu açıkladılar, 2019 yıl sonu nüfusu biliyorduk, 2020 yılında doğanların sayısını da biliyoruz, onu da açıkladılar. Lakin ölenlerin sayısı bir türlü belli değil. TÜİK'te uzman desen var, bilgisayar desen var. Hem de fazlasıyla. Ama ne hikmetse 2020 yılında ölenleri sayamadılar.

Şimdi diyeceksiniz ki; "Matematik ortada. Ne bekliyorsun onların açıklamasını. 2019 nüfusuna 2020 yılında doğanları ekle sonra bunu açıkladıkları 2020 yılı sonu nüfusundan çıkar, işte sana 2020 yılında ölenlerin sayısı."

Haklısınız, normalde böyle basit bir işlemle kaç kişinin öldüğünü bulmamız gerekir ama kazın ayağı öyle değil. Bu işlemi yaptığımızda 2020 yılında 650.000 kişiden fazlasının ölmüş olması lazım ki eşitlik sağlansın. Oysa 2018 yılında 426.000 kişi, 2019 yılında da 436 bin kişi ölmüş ülkemizde. Fazladan 220 bin kişi ölmüş müdür?

Tamam, COVİD salgını nedeniyle 100.000 civarında kişinin öldüğünü Sağlık Bakanı kabul etti gerçi. Yoksa daha mı fazla kayıp verdik COVİD salgınına?

Ölüm sayılarında anormallik sadece rakamları açıklamamalarında değil, Veraset Vergi Dairelerinin iş yükünden de belli. Devlete vergi beyannamesi vermeniz için İstanbul'da Veraset Vergi Dairesinin kapısından sokmuyorlar bilgisayardan iki ay sonrasına randevu alabiliyorsunuz.

Düşünün, para diye vergi üstüne vergi bindiren devlet veraset beyannamenizi iş yoğunluğundan alamıyor.

İşin bir diğer yüzü ise ülkemizde nüfus diye açıklanan sayının sadece ikamet adresi olanların sayısı olması. Hal böyle olunca, yukarıdaki basit matematik işlemle hiç bir yıla ait doğru sayılara yaklaşamıyorsunuz. Yukarıdaki işlemi 2018 yılına uyguladığınızda nüfusa fazladan 365.000 kişi,

2019 yılına uyguladığınızda da 400.000 kişinin bir şekilde nüfusumuza eklendiği gerçeği çıkıyor.

Ölüm sayısındaki artış kadar düşünülmesi, endişelenilmesi gereken rakamlar bunlar. Bu artışlar AKP'nin gerek Suriyelilerden vatandaş devşirmesi gerekse 250.000 USD verip konut alarak vatandaşımız olanlar kaynaklı olmalı. CİMER'e soruyorsunuz, söylemiyorlar.

2018 yılında doğan bebek sayısı 1.254.000 iken dışardan vatandaş olanlar 365.000 civarında. Yani, 2018'de doğumla birlikte nüfusa eklenenlerin % 22'den fazlası yabancı.

2019 yılında doğan bebek sayısı 1.186.000 iken dışardan vatandaş olanlar 400.000 civarında. 2019 yılında ise doğumla birlikte nüfusa eklenenlerin % 25'ten fazlası yabancı.

Aslında nüfusumuz artmıyor, arttırılıyor. Ve bu devşirilenlerle parayla vatandaşlık alanlar sizin gibi benim gibi oy kullanma hakkına sahipler seçimlerde.

Belli ki AKP, vatandaş ithal edip oy almak peşinde. Ya muhalefet, onlar ne yapıyor? Bu konuda dişe dokunur bir eleştirilerini, bir önerilerini duydunuz mu? Muhalefetin üzerine de ölü toprağı serpilmiş.

AKP iktidarı bu ülkenin gerçek vatandaşlarının ölüsünü de dirisini de saymıyor.

 Hem matematik olarak hem de değer olarak...

yukarı çık
0
Paylaşım