Antalya Emek Partisi’nden Manavgat Yangınının Yıldönümünde Önemli Uyarılar

önerilerini içeren yazılı bir açıklama yaptı. Alkan “Geçtiğimiz yıl 28 Temmuz ayında Manavgat’ ta başlayan yangının üzerinden 1 yıl geçti. Geçtiğimiz yıl ülkemizin 53 ilinde 299 orman yangını meydana geldi ,çıkan yangınlarda binlerce hektar ormanlık alan ve yerleşim yeri kül oldu.

Manavgat'ta 28 Temmuz günü saat 11.30'da 4 farklı noktada başlayan orman yangınları, sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçradı. 2'si ormancı 8 kişi yaşamını yitirdi. Yangınlar Antalya'nın Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 21 farklı noktada günlerce sürdü,

bu ilçelerdeki 59 mahalle büyük zarar gördü. 220 saat süren mücadele sonrasında 6 Ağustos günü saat 15.30'da kontrol altına alındı. 8 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği yangınlarda, 263 büyükbaş, 2 bin 783 küçükbaş, 20 bini bıldırcın 27 bin 407 kanatlı hayvan, 1441 arılı kovan,

1006 boş kovan olmak üzere 33 bine yakın hayvan öldü. Toplam 60 bin hektara yakın bir alan küle döndü. Bir daha aynı tablo ile karşı karşıya kalmamak için şimdiden iktidarı uyarıyoruz ve önlem almaya çağırıyoruz” dedi.

Alkan açıklamasına şöyle devam etti: “2022 yılında yangınla mücadele için OGM’nin kullanacağı bütçe 107 milyon TL. Ve bu rakam 2017 ve 2018 bütçelerinde ayrılan payların altında.

''Orman Genel Müdürlüğü özel bütçesinden orman yangınlarıyla mücadeleye 2017 yılında 152 milyon TL ayrılmışken, bu miktar 2018’de 191 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Fakat zaman içinde ülkede yaşanan ekonomik krize bağlı olarak bu bütçe önemli miktarda azaltılmış, 2019 yılında 28 milyon TL,

2020’de 56 milyon TL ve 2021 yılında da 67 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Yaşadığımız yüksek enflasyon da hesaba katıldığında, orman yangınlarıyla mücadeleye ayrılan payın her geçen yıl ciddi oranda azaldığı anlaşılmaktadır. 2021 yılında yaşanan büyük yangınlardan sonra yükselen tepkilerle OGM özel bütçesine 400 milyon TL,

döner sermaye bütçesine de uçak ve helikopter alımı için 2 milyar TL eklenmiştir. Böylece OGM yangınla mücadele yatırım bütçesi toplamda 2,5 milyar liraya ulaşmıştır. Fakat bu uçak ve helikopterlerin alınması işinin Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yapılacağı ilan edilmiştir.

Bu durumda helikopter ve uçak için ayrılan miktarları düşünce 2022 yılında yangınla mücadele için OGM’nin kullanacağı bütçe 107 milyon TL olacaktır. Ne yazık ki bu miktar 2017 ve 2018 bütçelerinde ayrılan payların altında kalmaktadır.''

''Bu yıl yapılacak hazırlığın olağanüstü olması gerekiyordu. Geçen yıl 15 günde yaklaşık 140 bin hektar yandı . Şimdi kurumlara bakılınca normal hazırlıklar varmış gibi görünüyor. Acilen toplumun bilinçlendirilmesi, insan etkileşiminin azaltılması gerekiyor. Buralardaki yapılar durdurulmalı.

Orman içinde yapılaşmaya devam ediliyor bu ormanları daha çok parçalıyor, etkileşim artıyor ve dolayısıyla yangın riski artıyor. Ormancılık politikaları revize edilmeli. Ve bu revize kamu ve doğa yanlısı olmalı”.

 Türkiye 27,7 milyon hektar orman arazisine, Antalya ise 1 milyon 146 bin hektar orman arazine sahip. Peki gerçekten bu orman arazilerini korumaya yetecek şekilde ekipmanlarımız mevcut mu? Tarım ve Orman Bakanlığı olası bir yangına müdahaleye hazır mı? 

Elbette ki hayır, eksik kaldıklarını geçtiğimiz ay Muğla’ nın Datça ve Marmaris ilçelerinde çıkan yangınlar bizlere somut olarak gösterdi. 

OGM’nin kendi açıkladığı rakamlara göre norm kadrosu 80 bin olması gerekirken, ancak şu an OGM de çoğu sözleşmeli 38 bin personel çalışıyor. İhtiyaç olan kadronun yarısını bile barındırmayan OGM bu yangınlarla nasıl başa çıkabilecektir. Yangınların şiddetini ve yayılma hızını belirleyen rüzgar seviyesi

Datça yangını için büyük şans eseri çok kısa sürdü ve çok daha büyük kayıplardan kurtulduk. Yangınla mücadelede doğanın insafına mı kalacak.

Emek Partisi olarak işçi emekçi halkımızı kapitalist talan ve tahribata karşı mücadeleye çağırırken, iktidarı da acil yapılması gerekenler konusunda uyarıyoruz.

Hava sıcaklarının giderek yükselmesi ve nem oranının düşmesi, poyraz riskinin artması olası yangınlara davetiye çıkarıyor. Peki yerel ve merkezi iktidarın hazırlıkları gerçekten de yeterli mi?. Bugün Antalya’ da yaşayan yurttaşların kaygılarını giderecek bir hazırlık var mı?

Ya da aynı kaygı ve endişeyi taşıyan yetkililer var mı, varsa ne gibi bir hazırlık yapıyorlar? Yerel ve merkezi iktidarı yeni Manavgat yangınları çıkmasın diye bugünden önlemler almaya ve hazırlık yapmaya çağırıyoruz. Emek Partisi Antalya İl Örgütü olarak ,

yangınlarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza başsağlığı diliyor, yeni acılar ve yeni kayıplar yaşamamak için bir an önce kalıcı bir ormancılık politikasını hayata geçirmek üzere çağrıda bulunuyoruz.

Emek Partisi Antalya İl Örgütü olarak acil yapılması gerekenler şu şekildedir.

1-Erken uyarı ve hızlı müdahaleyi kolaylaştıracak yeni teknolojik uygulamalar, uluslararası standartlara uygun teknoloji ve metotlara göre donatılmalıdır.

2- Yangın riskinin yüksek olduğu ziraat-orman, iskân-orman arakesitlerinde yanıcı madde azaltma, tampon bölge oluşturma, çöp temizleme, yangına dirençli bitkilendirme çalışmaları yapılmalıdır.

3-Orman yangınlarıyla mücadele için su kaynaklarının korunmasına, yeterli miktar ve kapasitede su rezervlerinin oluşturulmasına yönelik faaliyetler yapılmalıdır (su toplama sarnıçları, çukurları, kurak bölgelerde yağmur hasadı, su rezervlerinin birbirlerine dizel pompalar ve

yanmaz yangın hortumları ve su topları ile bağlanması vb.),

4- Riskli bölgelerde insansız hava araçları ile yaz aylarında düzenli hava kontrolleri gerçekleştirilmelidir,

5-Coğrafyaya uygun, yüksek kapasiteli, iklim ve gece çalışmalarında etkin çalışan yangın uçağı, helikopter, hava aracı ve yangın söndürme filosu oluşturulmalıdır,

6-Orman yangınlarını önleme ve sınırlama çalışmalarında kadrolu istihdam edilen yeterli karadan yangınla mücadele gücü oluşturulmalıdır.

7-Kış aylarında orman altındaki kurumuş yaprakların denetimli olarak yakılması, kış ve bahar aylarında yangın riski yüksek köy ve yerleşim alanlarında yangın tahliye planlarının hazırlanmalıdır.

8-İzin verilen elektrik nakil hatları gibi riskli tesislere sınırlandırma getirilmeli, izin verilmiş olanların ise düzenli denetlenmelidir."