Menu
RSS

Antalya Tabip Odası: Antalya’da İki Kızamık Vakası Tespit Edildi

Antalya Tabip Odası: Antalya’da İki Kızamık Vakası Tespit Edildi

Antalya Tabip Odası düzenlediği basın toplantısında Kızamık salgınıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’de yaklaşık

50 bin kişinin kızamık aşısı olmadığı vurgulanırken Antalya’da ise 2 kızamık vakasının olduğunu belirtildi.

Antalya Tabip Odası Başkanı Taha Karaman, son dönemde artan aşı karşıtlığı nedeniyle birçok ailenin çocuklarına başta kızamık olmak üzere aşı yaptırmadığına dikkat çekerek, çocukların sağlığının tehlikeye girdiğini belirtti. Uzun yıllardır sürdürülen aşılama programlarının önemine

vurgu yapan Karaman, bu konuda farkındalık oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Kızamık Ölüme Sebep Olabilir

Son yıllarda dünya genelinde aşı karşıtlığının artmasıyla birlikte, Türkiye'de de benzer bir eğilimin görüldüğünü belirten Karaman, ailelerin çocuklarının aşılanması konusunda endişe duymalarının anlaşılabilir olduğunu söyledi. Ancak, bilimsel çalışmaların aşının ciddi yan etkilerinin nadir olduğunu ve

toplum sağlığını korumak için aşılamanın önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı.Başkan Karaman, özellikle kızamık gibi bulaşıcı hastalıkların aşısız çocuklar arasında hızla yayılabileceğine dikkat çekti. Karaman, "Kızamık, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı gibi belirtilerle

kendini gösteren bir hastalıktır. Ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve hatta ölüme sebep olabilir. Ancak aşılanmış çocuklar kızamığa karşı bağışıklık kazanır ve hastalığın yayılma riski azalır” dedi.

Toplumsal Bir Sorundur

Aşıların toplum bağışıklığı sağlamada kritik bir rol oynadığını belirten Karaman, aşıların sadece bireyleri değil, toplumu da koruduğunu ifade etti. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin, aşı olmayan çocukların yaydığı hastalıklara daha fazla maruz kaldığını ve ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini belirten Karaman,

"Toplumda yeterli oranda aşılanma sağlanamazsa, salgın riski artar ve enfekte olabilecek bireylerin sayısı artar. Bu nedenle aşıların yaygın olarak uygulanması büyük önem taşır." şeklinde konuştu.

Kızamık Vakalarında Dünya’da 3. Sıradayız

Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Figen Sarıgül Yıldırım, “Ülkemiz, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Kızamık ve Kızamıkçık Raporuna göre, son bir yılda 457 Kızamık vakası ile Rusya ve Tacikistan’ın ardından üçüncü ülkedir.

Nisan 2022-Mayıs 2023’te bildirilen 457 vakanın 343’ü 2023 yılının Ocak ve Şubat aylarına ait olup salgının boyutu özellikle 2023 yılında gitgide artmıştır. Ülkemizde 2023 yılı ilk dört ayında Kızamık ön tanısıyla 2005 kişi incelenmiş ve bunların 1440’ında Kızamık laboratuvar tanısıyla doğrulanmıştır.

Kızamık vakalarının büyük çoğunluğu 1-9 yaş grubundadır. Kızamık nedeniyle 242 kişi hastaneye yatmıştır, bu olgular içerisinde 1-9 yaş çocuklar en yüksektir. İleri yaş kızamık olguların varlığı uzun dönem aşı ile ilgili sorun ile yüz yüze olduğumuzu göstermektedir.

Kızamık ön tanısıyla incelenen olgularda aşısız ve eksik aşılılar çoğunluktadır. Özellikle Kızamık komplikasyonları ve ölüm açısından en riskli 5 yaş altında aşılanma durumu açısından vakalar değerlendirildiğinde: 1 yaş altında vakaların neredeyse tümü, 1-4 yaşta ise yarısından fazlası aşısızdır” dedi.

Vaka Sayısı Hızla Artarken Sağlık Bakanlığı İsteksiz

Sağlık otoritesinin Kızamık salgınının duyulmasını engelleyecek girişimlerde bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Figen Sarıgül Yıldırım, “Bakanlık, salgını önlemek için etkin bir rol oynama konusunda alabildiğine isteksiz davranmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın reddiyeci ve şeffaflıktan uzak tutumu

ülkemizde Kızamık salgınının başladığı 2010 Aralık yılından itibaren değişmemiştir. Öte yandan Kızamık nedeniyle ölümler olduğuna dair sahadan bilgiler alınmaktadır. Bugün içinde bulunduğumuz durum ise son kızamık ölümünü yaşamamızdan 13 yıl sonra yeniden ölümlerin başladığı kaygısıdır.

Ülkemizde de sağlık emekçileri başarılı bir bağışıklama programı ile kızamık hastalığını eliminasyon aşamasına kadar getirmeyi başarmıştı. 2007-2010 yılları arasında Kızamık olgu sayısı 10’u geçmiyordu. Ne oldu da yeniden kızamık salgını ve kızamığa bağlı ölümlere tanık olmaya başladık?

TTB olarak, halk sağlığına gönül verenler olarak bunun nedenini çok iyi biliyoruz: Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile koruyucu hizmetlerden tedavi edici hizmetlere evrilen birinci basamak ve aşı karşıtlarının yarattığı aşı kararsızlığının/tereddüdünün büyümesi ve

ülkenin sağlık otoritesinin bu tereddüdü giderecek hiçbir etkili girişimde bulunmaması, sorumluluğu bireylere yüklemesidir” ifadelerini kullandı.

Artan Nüfus Sağlık Hizmetlerini Aksattı

Doç. Dr. Yıldırım sözlerine, “Deprem nedeniyle artan nüfus hareketliliği, birinci basamak hizmetlerde ciddi aksamalar aşısız ve eksik aşılı çocukların sayısını daha da artırmıştır. Tüm bunlara aşılamaları düzenli olarak yapılmayan sistem dışı bırakılan mülteci nüfusu ve mevsimlik tarım işçileri de eklenmelidir.

Sağlık Bakanlığı’nın pandemi döneminde daha da görünür hale gelen aşı konusundaki ilgisizliği ve aşı karşıtlarına karşı suskunluğu ve aşı kararsızlığını önlemeye yönelik ciddi bir çalışma yürütmemesi dikkate alındığında aşısız çocukların bu kadar yüksek olması sürpriz olmaktan çıkmaktadır.

Dahası ailelerin aşı reddi ile ilgili karar sürecini kolaylaştırma, aile hekimlerini de aşı yaptırmayan çocuklarla ilgili yorucu bir süreç yerine ret butonunu işaretleme kolaycılığı sorunun boyutunu büyütmektedir. Bölge tabanlı hizmet yerine liste tabanlı hizmet, geniş ekip yerine dar ekip,

sahada hizmet yerine polikliniğe daralma, aile sağlığı hemşire sayısındaki ciddi açık ve açlık sınırındaki ücretleri, artan iş listesi ve performans baskısı ile cebelleşen aile hekimliği sisteminin yapısal sorunları aşısız nüfusun gittikçe yükselmeye başlaması ile yakından ilişkilidir” diye konuştu.

yukarı çık
0
Paylaşım