Antalya’da Sağlıkçılardan Ortak Eylem: Sorunlarımız Ortak, Her Konuda Adalet İsteğimiz Güçlü
- Yazan Kaktus Haber
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi ve DİSK’e bağlı Dev Sağlık İş Antalya İl Temsilciliği Akdeniz Üniversitesi Hastanesi
A Blok önünde ortak eylem yaparak toplu sözleşme ve sağlık emekçilerinin sorunu ile vergide adalet istemli basın açıklaması yaptılar.
DİSK DEV Sağlık-İş Antalya İl Temsilcisi Erol Şahin “Bugün Adana'dan İstanbul'a, İzmir'den Sivas'a, Osmaniye 'den Tekirdağ'a, Manisa/ Soma'dan Antalya 'ya, Mersin'den Diyarbakır’a sesimizin ulaştığı her yerde gelirde, vergide, emeklilikte ve ülkede adalet talebimizi dile getirmek için bir araya geldik.
Haberin Videosu:
Adalet İstiyoruz!” diye başladığı konuşmasında işkolu barajının üstünde olduklarını, üye sayılarının
7.579’a ulaştığını, toplu sözleşme yapma hakkı kazandıklarını belirtti.
Şahin konuşmasına şöyle devam etti: “Sendikamız, 24 Temmuz 2024’te Çalışma Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklerde yüzde 0.99 oranıyla işkolu barajının altında bırakılmak istenmişti. 3 mevsim boyunca, tam 123 gün bakanlıkla yaptığımız görüşmelerde,
günlerce bakanlık önünde tuttuğumuz adalet nöbetinde hem de mahkeme önlerinde uğradığımız adaletsizliği dile getirdik. Ve nihayet 26 Kasım 2024 tarihinde mahkeme kararı ile sendikamızın üye sayısı 7.579 olarak kesinleşti ve
yüzde 1 işkolu barajının üstünde olduğumuzu mahkeme de kanıtlamış oldu.
Bizi baraj altında tutarak, kamu çerçeve protokolü dahil olmak üzere toplu sözleşme düzeninin dışında bırakmak istediler ama biz haklılığımızı mahkemede kanıtlamış olduk.
Sendikal Faaliyet Suç Değildir!
Biz uğradığımız adaletsizliğin son bulduğuna sevinirken aynı gün 26 Kasım’da DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel İş Sendikamızın Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi ve Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy’un "gizli tanık" ifadeleri ile
adaletsizliğe uğradığını öğrendik. Sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin, sendikamızın her zaman yanında olan DİSK/Genel İş Sendikamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, Remzi ve Kemal Başkanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
2024 ve 2025 Yıllarında Emekli Olacaklar Arasındaki Adaletsizlik Ortadan Kaldırılsın!
Emeklilik sisteminin eşitsizlik ve adaletsizlikleri gün geçtikçe artıyor. Bu adaletsizliklerin bir yenisi 2024 ve 2025 yıllarında emekli olacaklar arasında yaşanacak emekli aylığı uçurumudur!
Bu adaletsizlik nedeniyle sağlık ve sosyal hizmet kurumlarından emekli olmak isteyenlerin sayısı artmıştır. Emeklilik başvurusu yapan mesai arkadaşlarımızın yerine nasıl bir istihdam oluşturulacağı konusunda bir belirsizlik vardır. Bu durum işyerlerimizde iş yükünün artmasına,
sunduğumuz sağlık ve sosyal hizmetin niteliğinin azalmasına yol açacaktır.
Bu adaletsizliği gidermek bir cümlelik yasa değişikliği ile mümkündür. Konfederasyonumuz DİSK, bu konuda bakanlığa ve TBMM’ye taleplerini iletmiş bu talepler kamuoyu ile de paylaşılmıştı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve TBMM bu adaletsizliğe karşı derhal harekete geçmelidir.
Asgari Değil İnsanca Yaşamak İstiyoruz!
Ülkemizin içinden geçtiği enflasyonist ortamda tarihimizde görülen en sert bölüşüm krizi ile karşı karşıyayız. Yüksek enflasyonla yoksullaştırılan, adaletsiz vergi sistemiyle “dilim dilim soyulan” yüzbinlerce sağlık ve sosyal hizmet emekçisi, milyonlarca işçi,
dar gelirli büyük bir alım gücü kaybı yaşarken, Türkiye sermaye sahipleri için büyümeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri kapsamında ücretlerimize göz dikenlere, bizi açlık-yoksulluk sınırında yaşamaya mecbur bırakmak isteyenlere karşı
işyerlerimizde mücadele etmeye devam ediyoruz.
Toplu Sözleşme Hakkımıza Sahip Çıkmaya Devam Ediyoruz!
“Buradan sesimizin ulaştığı bütün sağlık ve sosyal hizmet işçilerine sesleniyoruz:
*Haftalık 40 saatlik çalışma hakkımızı tanımayan bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir.
*Tayin ve becayiş hakkımızı kalıcı şekilde düzenlemeyen, KHK’lı işçi, İŞKUR’lu işçi ayrımını ortadan kaldırmayan bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir.
*Görev tanımlarımızın net olmadığı, idarecilerin bir tek sözüne bağlı görevlendirme sorununu çözmeyen bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir.
*İnsanca yaşamaya yetecek bir ücreti ve enflasyon üzerinde olacak şekilde zam oranlarını içermeyen bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir.
Ve hepimiz biliyoruz ki toplu sözleşme hakkımız gasp edilerek verilen yetkilerle bu taleplerin gerçekleşmesi mümkün değildir. Hep birlikte toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkacağımızı ilan ediyoruz.
Yaşadığımız adaletsizliklerin ortadan kalkması için, taleplerimizin gerçekleşmesi için bir araya gelmekten sendikamızı, DİSK’i büyütmekten başka yol olmadığı açıktır.
Bütün sağlık ve sosyal hizmet işçilerini geleceğine sahip çıkmaya, DİSK/Dev Sağlık İş’e üye olmaya çağırıyoruz”
Haberin Videosu:01
Sağlık çalışanları 40 haftadır Vergide Adalet İstiyor!
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin Vergide Adalet eylemleri 40. Haftasına girdi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şube ve Devrimci Sağlık İş Antalya Şubesi Akdeniz Üniversitesi Hastanesi A Blok önünde ortak eylem yaparak Vergide Adalet istediler ve
mücadelede ısrarcı olduklarını ifade ettiler.
Sendikalar adına ilk açıklamayı SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz yaptı. Bugün 11 Aralık 2025 Çarşamba. Vergide adalet eylemlerimizin 40. Haftasındayız diyen Şükran İçöz Eziyet yönetmeliğine karşı sürdürdüğümüz mücadele sonuç alınana dek sürecek dedi.
Milletvekillerine sesleniyoruz:
Milletvekillerine de seslenen Şükran İçöz; TBMM Genel Kurulu'nda 2025 yılı bütçesi görüşmeleri başlamasıyla birlikte milletvekillerinin çalışanların yaşadığı ekonomik kayıplar karşısında gelir artışı ve vergi kesintilerinin düşürülmesi için gösterecekleri çabanın
önemli olduğunu düşünüyor desteklerini önemsiyoruz dedi.
Halkın ekmeğini eksilterek enflasyonu düşürmek ne sağlığa, ne de vicdana sığar.
Biliyoruz ki çalışanların ve emeğiyle geçinen halkın yaşadığı derin yoksulluk, gelir düzeyi düşük milyonlarca vatandaşın artık temel besinleri alacak maddi gücü kalmaması yüzünden yaşanmaktadır diyen Şükran İçöz açıklamasının devamında şunları ifade etti;
Enflasyon hızının algı yaratmakla azalmayacağını, dünyanın en yüksek faiz veren, kamuda bitmek bilmeyen israf ve belli şirketlere aktarılan yüksek sermaye ile ulusal gelirin nerelere harcandığını biliyoruz.
Asgari ücret oyununun, yoksulluğun, gelir ve vergi adaletsizliğinin örtüsü olmasına itiraz ediyoruz!
Ücretli kesimin tarihinin en yüksek fiyat artışlarının yaşandığı bir dönemde ücretlerden yüksek vergi kesintileri yapmak, düşük gelirli milyonlarca vatandaşından aldığı yaklaşık %68 oranındaki dolaylı vergi uygulamak hükümetin bir tercihi olduğunu biliyoruz.
Ancak asgari ücretli kesimi enflasyon altında ezdirmeyeceğiz diye toplumu yanıltan demeçler veren hükümet yetkilileri 2025’te geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonunun açıklayacağı yeni asgari ücretin yoksulluk sınırının çok altında açıklayacağını görüyoruz.
Toplumun sağlıklı olması için öncelikle her insanın temel ihtiyaçlarını karşılayacak gelire sahip olması, artan fiyatlardan etkilenmeden bu gelirinin artırılması gerekir. Ancak halkın yaşadığı derin yoksulluk ve buna bağlı sağlıksızlığa biz sağlık çalışanları olarak her gün tanık olmaktayız.
Bu hem halk için hem de sağlık çalışanları için dayanılmaz hale gelmiştir. Bunun için TBMM de başlayan bütçe görüşmelerinde gelirde ve vergide adalet için tüm milletvekillerini göreve davet ediyoruz. Lütfen karar vericiler halkımızın ve çalışanların yaşadığı yoksullaşmaya seyirci kalmasınlar.
Eziyet yönetmeliğine karşı mücadelemiz durmayacak.
Sağlık çalışanları olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinde aylardır yaşanan Eziyet Yönetmeliği dayatmalarına karşı Aile sağlığı Merkezlerinde sürdürülen iş bırakmalara duyarsız kalan hatta haklı talepler için yapılan eylemleri değersiz, küçük gösteren Sağlık Bakanlığının tutumunu kabul etmiyoruz.
ASM sağlık çalışanlarının performans sopasıyla mesleki bağımsızlığını, onurunu kıran, ekonomik kayıplar getiren, halkın sağlık hakkını, tedavi hakkını kısıtlayan, ASM’leri artık parayla hizmet veren yerlere dönüştüren politikalara izin vermeyeceğiz.
Eziyet yönetmeliğinin geri çekilmesi, bilimsel değeri olmayan tedavilerin ücret karşılığında koruyucu sağlık hizmetlerinin ana merkezi olan birinci basamak birimlerine getirilmesine karşı duracağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
Kırkıncı haftada hükümete bir kez daha soruyoruz:
Sağlık çalışanlarının vergisini ne zaman %15’e sabitleyeceksiniz?
Birinci basamak sağlık hizmetlerini hacamat merkezlerine dönüştürmekten vazgeçecek misiniz?
Birinci basamak sağlık hizmeti veren sağlık çalışanlarına Eziyet Yönetmelik dayatmasından vazgeçecek misiniz?
Halkın ilaç tedavisi dâhil sağlık hakkını kısıtlamak, paralı sağlık hizmeti vermekten vazgeçecek misiniz?
Aile hekimliği çalışanları ve tüm sağlık çalışanları olarak 40 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimizi her Çarşamba olduğu gibi taleplerimiz karşılanana ve baskıcı yönetmelikler/yasalar son bulana dek sürdüreceğiz.
Asgari Değil İnsanca Yaşamak İstiyoruz!
Şükran İçöz’ün ardından konuşan Dev Sağlık – İş Antalya Şube Başkanı Erol Şahin Ülkemizin içinden geçtiği enflasyonist ortamda tarihimizde görülen en sert bölüşüm krizi ile karşı karşıyayız diyerek şunları belirtti; Yüksek enflasyonla yoksullaştırılan,
adaletsiz vergi sistemiyle “dilim dilim soyulan” yüzbinlerce sağlık ve sosyal hizmet emekçisi, milyonlarca işçi, dar gelirli büyük bir alım gücü kaybı yaşarken, Türkiye sermaye sahipleri için büyümeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Tasarruf
Tedbirleri kapsamında ücretlerimize göz dikenlere, bizi açlık-yoksulluk sınırında yaşamaya mecbur bırakmak isteyenlere karşı işyerlerimizde mücadele etmeye devam ediyoruz. Tasarruf tedbirleri genelgesi kapsamında kanuna aykırı şekilde mesai ücretlerini ödemeyen,
ödemeyeceğini söyleyen kurum yöneticilerine de buradan sesleniyoruz. Bir genelgeyi gerekçe göstererek kanunlara aykırı iş ve işlem yapmak hukuksuzluktur. Genelgeler hangi makamdan gelirse gelsin kanunlardan üstün değildir.
Sendikamız bu hukuksuzlukları takip ediyor ve gereğini yerine getirecektir.