Menu
RSS
AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatandaşımızı Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatanda…

Antalya'da 1 kişinin öldüğü 2'...

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep Beraber Olmak Dileğiyle

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep B…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağlığım, Hakkımdır!"

Antalya SES: 7 Nisan Dünya Sağlık Günü: "Sağl…

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçi...

Prev Next

Sol Parti’den ‘Özel Hastaneler’ Raporu: Sağlıktan Multimilyonerler Yaratıldı

Sol Parti’den ‘Özel Hastaneler’ Raporu: Sağlıktan Multimilyonerler Yaratıldı

Sol Parti “Salgında sağlık sistemi çökerken Özel Hastaneler Raporunu” açıkladı. Yapılan açıklamada;  özel hastanelerin pandemi sürecini fırsata çevirdiği iddia edilirken “Pandemi ile mücadele asıl olarak kamu sağlık kurumları ile yürütülmüş olup, pandemide özel hastaneler havlu atmıştır.

SGK’nın pandemi bakım paketi ile covid hastalarına bakmaya başlayan özel hastaneler, tamamen ücretsiz olması gereken covidli hastalardan ücret talep ederek pandemiyi fırsata çevirmişlerdir. Oysa 9 Nisan 2020 de yayınlanan SGK tebliğine göre covidli hastalardan PCR testi dahil,

tetkik, tedavi, yatış vb de hiçbir ücret talep edilemez. Ancak özel sağlık kuruluşları,  test yapmaya getirilen kısıtlamalardan dolayı artan test talebini fahiş bedellerle karşılamakta ve bir kazanç kalemi olarak görmektedirler.

Özel hastane yoğun bakım yatakları ise tıbbi gereklilik olmayan (endikasyonsuz) yatışlarla dolu gösterilerek 112 komuta sisteminden kaçılmaktadır. Böylece covid hastası yatırmayan özel hastaneler ‘temiz hastane’ propagandası ile hastane ihtiyacı olan

diğer hastaları kendine çekmektedir. Kamu hastanelerinin tamamının pandemi hastanesine dönüştürülmesi ve pandemi dışı hastalara, ameliyatlara kapanması ile kronik hastalıklar, cerrahi ve girişimsel işlem gereken rahatsızlıklar için sağlık hizmeti almak zorunda kalan yurttaşlar

özel hastanelere mecbur bırakılmıştır. Denetim olmadığından SGK’ dan aldığı tedavi bedeli yanında ayrıca yasal sınırın çok üzerinde hastadan ilave ücret alan özel hastaneler halkın çaresizliğinden salgın fırsatçılığı devşirmektedirler”

Özel hastaneler ve sağlık kuruluşları kamu denetimine alınmalı, pandemi süresince halka ücretsiz sağlık hizmeti vermelidir. Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.

Şimdi fedakarlık sırası, işsizlik, yoksulluk nedeniyle sağlıklı yaşam koşulları olmayan, parası olmadığı için ölümle burun buruna yaşayan bugüne kadar bedel ödemiş olan halkta değil, sermayededir. Bu fedakarlığı başta ülkenin sağlık sistemini ‘yöneten’ ve

özel hastane sahibi olan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca yaparak başlatmalıdır. Medipol hastanelerini pandemi günlerinde çaresiz kalan yoksul halka açmalı ve ücretsiz sağlık hizmeti sunmalıdır.

Bugün tüm ülkede tükeniyoruz, yönetemiyorsunuz diyerek siyah kurdela takan, sağlık emekçilerinin sesini duyuyoruz. Sağlık emekçilerinin talepleri ivedilikle karşılanmalı, güvenli, güvenceli insanca çalışma koşulları sağlanarak yaşatmaları için yaşamaları sağlanmalıdır.

Medipol Hastanelerini Halka Parasız Aç

Pandemide sağlık sistemi iktidarın yanlış politikaları nedeniyle derin krize sürüklenmektedir. Yoksul halk kesimleri teste, ilaca, tedaviye ulaşamamakta, hastanelere kabul edilmeyen insanlar evlerinde ölmekte, fedakarlığı ile sağlık sistemini ayakta tutan sağlık emekçileri yaşamını kaybetmektedir.

Her gün açıklanan pandemi istatistikleri halk nezdinde güvenirliğini kaybetmiş, sahadaki gerçeklik rakamları yalanlamaktadır.  2003 yılında ‘sağlıkta dönüşüm’ sürecinin tanıtımında AKP’nin Sağlık Bakanı; kürek çeken değil,

dümen tutan Bakanlığa dönüşeceğiz diyerek özelleştirmeyi savunmuştu. Ancak bugün gelinen noktada dümeni dahi tutamayan Bakanlık, gemiyi alabora etmeye götürmekte; halkı, sağlık çalışanlarını ölüme sürüklemektedir.

SOL Parti olarak pandemi sürecinde kar aracına dönüştürülen sağlık sisteminin salgın yayıldıkça nasıl ağır sonuçlara yol açacağını ortaya koymak üzere özel hastaneler raporu hazırladık.

Ülkemiz için felaketin habercisi olan bu tablonun değiştirilmesi, sağlık sisteminin acilen kamusal bir anlayışa dönüştürülmesiyle mümkündür.

Sağlıktan Multimilyonerler Yaratıldı

2009’dan beri %13 büyümekte olan sağlık harcamalarında özel finansmanın payı  %19 artmıştır. Toplam sağlık hizmet sunucuları içinde özelin payı %25’tir.  Özel hizmet sunucuları (2018 verileri)  577 hastanede(%38) 50 bin yatakla (%22) hizmet sunmaktadır.

Özel sektör toplam yoğun bakım yataklarının %42’ine sahiptir. Toplam hastane sayısında özelin payı toplamdan 2 kat daha hızla büyüyerek %37’ye yükselmiştir.  Özel hastanelerde doktor muayenesi, yatarak tedavi gören hasta sayısı ve

ameliyat sayısı her yıl sektör ortalaması üzerinde artış göstererek özel hastane patronlarının karlarına kar katmaktadır. Bu alan Türkiye’nin multi milyonerlerini yaratmış, tarikatlar ve cemaatler açısından da sermaye birikimini hızla arttırmak ve

siyasi güç devşirmek için sonuna kadar kullanılmıştır. Öyle ki şuanda başta olmak üzere sağlık bakanlarının bir kısmı özel hastane patronudur ve özel sağlık sektörüne kamu kaynaklarını aktaran ve böylece sağlığın özelleşmesinin önünü açan

bir dizi yasal düzenleme AKP iktidarı döneminde gerçekleşmiştir.

Özel Hastane Patronları Pandemide Krizi Fırsata Çevirdiler!

Pandemi ile mücadele asıl olarak kamu sağlık kurumları ile yürütülmüş olup, pandemide özel hastaneler havlu atmıştır. SGK’nın pandemi bakım paketi ile covid hastalarına bakmaya başlayan özel hastaneler, tamamen ücretsiz olması gereken covidli hastalardan

ücret talep ederek pandemiyi fırsata çevirmişlerdir. Oysa 9 Nisan 2020 de yayınlanan SGK tebliğine göre covidli hastalardan PCR testi dahil, tetkik, tedavi, yatış vb de hiçbir ücret talep edilemez. Ancak özel sağlık kuruluşları, 

test yapmaya getirilen kısıtlamalardan dolayı artan test talebini fahiş bedellerle karşılamakta ve bir kazanç kalemi olarak görmektedirler. Özel hastane yoğun bakım yatakları ise tıbbi gereklilik olmayan (endikasyonsuz) yatışlarla dolu gösterilerek 112 komuta sisteminden kaçılmaktadır.

Böylece covid hastası yatırmayan özel hastaneler ‘temiz hastane’ propagandası ile hastane ihtiyacı olan diğer hastaları kendine çekmektedir. Kamu hastanelerinin tamamının pandemi hastanesine dönüştürülmesi ve pandemi dışı hastalara,

ameliyatlara kapanması ile kronik hastalıklar, cerrahi ve girişimsel işlem gereken rahatsızlıklar için sağlık hizmeti almak zorunda kalan yurttaşlar özel hastanelere mecbur bırakılmıştır. Denetim olmadığından SGK’ dan aldığı tedavi bedeli yanında

ayrıca yasal sınırın çok üzerinde hastadan ilave ücret alan özel hastaneler halkın çaresizliğinden salgın fırsatçılığı devşirmektedirler.

Yurttaşın Sağlık Harcaması Artıyor

Bu dönem sağlık hizmet ihtiyacını gidermek için özellere mecbur bırakılan toplumun cepten sağlık harcaması kat be kat artmaktadır. Ertelenemez olan sağlık ihtiyacını gideremeyen yoksullar ise sağlıksız koşullara mahkum edilmektedir. Ağustos ayı enflasyon verilerine göre ana harcama gruplarında hane halkları harcama gruplarında yıllık değişimin en hızlı olduğu kalem %14.68 ile sağlık olmuştur. Kamu hastanelerinin tamamının pandemi hastanesi olması ve riskli gruplara yönelik sağlığa erişim için planlama yapılmamıştır. Salgında sağlık harcamasının artmasının nedenleri, yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kalp, şeker, böbrek, KOAH vb kronik hastalığı olanlar, acil ameliyat gerekenlerin özel hastanelere yönelmesi ve özel hastanelerin hastalardan %200’ü aşan ilave ücretler almasıdır. (Yasal olarak SUT bedelinin %200’üne kadar ilave ücret alabilir.) Bu astronomik ücret talebinin nedeni denetimsizliktir.

Bu denetimsizlikle özele aktarılan para kaynağı geçtiğimiz hafta Dünya Göz Hastaneleri patronuna gazetelere başkanlık sistemini öven ilanı verdiren motivasyonu yaratmaktadır.

Oysa; halk özel hastanelere gitmeye mecbur bırakılmamalı, Şehir hastaneleri gibi devasa hastaneler salgınla mücadeleye ayrılırken, kentin içindeki kamu hastaneleri salgın dışı sağlık hizmetlerinin devamı için organize edilmelidir. Özel hastanelerde ‘bıçak parası’ olarak tanımlanan ölçüsüz ilave ücrete, para ile test yapılmasına derhal son verilmeli, SGK tarafından özele kaynak aktarımı durdurulmalı, Türkiye sağlık gücü tek elden planlanmalıdır. VİP hasta uygulaması sonlandırılmalı halka eşit, parasız sağlık hizmeti sunulmalıdır. Bu süreçte ülkemizin gerçekleriyle hiçbir şekilde bağdaşmadığı halde Dünya Bankası, IMF tarafından dayatılan ve tamamen ideolojik, politik güdülerle uygulanan özelleştirmeci “Sağlık Reformu” politikalardan vazgeçilerek kamucu sağlık politikalarına dönülmelidir.

Özel hastaneler ve sağlık kuruluşları kamu denetimine alınmalı, pandemi süresince halka ücretsiz sağlık hizmeti vermelidir. Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.

Şimdi fedakarlık sırası, işsizlik, yoksulluk nedeniyle sağlıklı yaşam koşulları olmayan, parası olmadığı için ölümle burun buruna yaşayan bugüne kadar bedel ödemiş olan halkta değil, sermayededir. Bu fedakarlığı başta ülkenin sağlık sistemini ‘yöneten’ ve özel hastane sahibi olan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca yaparak başlatmalıdır. Medipol hastanelerini pandemi günlerinde çaresiz kalan yoksul halka açmalı ve ücretsiz sağlık hizmeti sunmalıdır.

Bugün tüm ülkede tükeniyoruz, yönetemiyorsunuz diyerek siyah kurdela takan, sağlık emekçilerinin sesini duyuyoruz. Sağlık emekçilerinin talepleri ivedilikle karşılanmalı, güvenli, güvenceli insanca çalışma koşulları sağlanarak yaşatmaları için yaşamaları sağlanmalıdır”

yukarı çık
0
Paylaşım