ZMO Vahap Tuncer; Ölmez Ağaç Yok Ediliyor

elden çıkarılmasının onay merci olmuşsa, zeytinlik sahaları koruma kurulu da benzer işlevi yerine getirecektir diyen Tuncer, yaptığı yazılı açıklamada “bu tasarı ile ver parayı, kes zeytin ağacını, yap yatırımını anlayışı hakim kılınmaktadır” demektedir.

Tuncer’in açıklaması şöyle;

“Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün 17.05.2017 tarihli ‘’Sanayinin Geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı’’ ile

Zeytinlik sahaları bir kez daha açık saldırı ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Kanun tasarısı ile 3573 sayılı ‘’Zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkında kanunun’’ 14 ve 20. Maddelerinde yapılacak değişiklikle zeytin sahalarının yatırımlara açılması ön görülmektedir.

Tasarı ile zeytinlik sahaları içinde ve bu sahaların en az 3 km mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez denilirken,

alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir denilerek

resmen zeytinliklerin yok olmasına neden olacak bir düzenleme getirilmektedir.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu yetkisini gerektiğinde Valilere devredebilmektedir.

Koruma Kurullarında Ziraat Odalarının Hiçbir Etkisi Yok

Kamu yararı kararını almakla görevlendirilen zeytinlik sahaları koruma kurulu 9 üyeden oluşmakta ve en az 5 üyenin aynı yönde ki oyu ile karar alabilmektedir. Kurulun Valinin başkanlığında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Orman ve Su işleri Bakanlığının ildeki üst düzey temsilcileri ile ziraat fakültesi, Ziraat Odaları, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı araştırma enstitüsünden gelen üyelerden oluşturulduğu dikkate alındığında kurula mülki idarenin egemen olduğu açıkça görülmektedir. 7 üyesi devlet memurlarından oluşan bu kurulda üniversitelerin ve Ziraat Odalarının hiçbir etkisi olmayacaktır.

İktidara yakın kişilerin yatırıma yönelik istemleri siyasi iradenin talepleri çerçevesinde kuruldan geçirilecektir. Nasıl ki 5403 sayılı yasaya göre oluşturulan toprak koruma kurulları tarım topraklarını korumak yerine elden çıkarılmasının onay merci olmuşsa,

zeytinlik sahaları koruma kurulu da benzer işlevi yerine getirecektir.

Zeytin Ağaçlarını Kesmenin Önü Açılmaktadır

Tasarıda yatırım izni verilen sahalar hariç zeytinlik sahaları daraltılamaz hükmüne yer verilmişse de ‘’izinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına 2.000 TL idari para cezası verilir’’ denilerek zeytin ağaçlarını kesmenin önü açılmaktadır.

Tasarı ile getirilen bir diğer değişiklikte zeytinlik saha tanımında yapılmaktadır. Tasarı da ‘’zeytinlik saha orman sınırları dışında kalan ve 1 dekar alanda en az 15 kültür çeşidi veya yabani zeytin bitkisinin bulunduğu alan’’ olarak tanımlanmıştır.

Bu tanıma göre özellikle Antalya’nın da içinde yer aldığı Ege ve Akdeniz kıyılarında yer alan yamaçlardaki zeytinliklerin bir kısmının zeytinlik alanının dışına çıkarılması riski vardır. Ayrıca ortalama 25 – 30 ağacın yer aldığı zeytinliklerin

para karşılığı ağaçların kesilerek bu alanların zeytinlik sahası tanımlamasının dışına çıkarılması mümkün olabilecektir. Kısacası bu tasarı ile ver parayı, kes zeytin ağacını, yap yatırımını anlayışı hakim kılınmaktadır.

Zeytinlikler Ranta Kurban Ediliyor

Anavatanı Anadolu olan ve belli bir coğrafi alanda yetiştirilen zeytinliklerin ranta kurban edilmesi kamu yararıyla ve gıda güvenliğiyle örtüşmemektedir. 750 bin ailenin geçim kaynağı olan işlenen tarım alanlarının % 3,5 ‘ini oluşturan,

sağlıklı beslenme açısından son derece önemli, istihdam sağlayan ve diğer sanayi kollarına Pazar yaratarak oluşturduğu yüksek katma değeriyle 10 milyonu aşkın kişinin geçimini sağladığı bu sektör ranta kurban edilmektedir.

167 milyon zeytin ağacı varlığı ile 180 bin ton yağ ve 450 bin ton sofralık zeytin üretimiyle 1,5 milyar dolarlık bir üretim değerine sahip Türk zeytinciliğinin üvey evlat muamelesi görmesine son verilmelidir.

Uluslararası Zeytin Konseyi zeytin ve zeytin yağı anlaşması hükümleri ve AB tüzüklerine aykırı bir şekilde 1999 yılından bu yana 7 kez değiştirilmeye çalışılan 3573 sayılı kanundan siyasiler elini çekmelidir.

Ölmez Ağacı Öldürmeyelim

Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi gerekçesiyle zeytinliklerin altın madeni işletmelerine, sanayi tesislerine açılmasını ülke yararına uygun bulmadığımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Anadolu’nun bu doğal zenginliğini korumak herkesin ve her kurumun ortak ve tarihsel sorumluluğudur. Başta iktidar partisi olmak üzere Antalya’daki bütün siyasi kurumları bu yasa tasarısının meclisten geri çekilmesi için çaba göstermeye davet ediyoruz.

Ölmez Ağacı Öldürmeyelim, Gıda Egemenliğimize Hep Birlikte Sahip Çıkalım.”