Menu
RSS

Tarım Orkam-Sen: Halkın Gıdası Seçim Malzemesi Yapılamaz!

Tarım Orkam-Sen: Halkın Gıdası Seçim Malzemesi Yapılamaz!

Tarım Orkam-Sen, “Gıda seçim malzemesi yapılamayacak kadar ciddi bir konudur” diyerek tarım sektörü için geçici değil, kalıcı çözümler sunulması gerektiğini belirtti. KESK’e bağlı Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen)

Merkez Yönetim Kurulu tanzim satış noktaları ile ilgili 16 Şubat 2019 tarihli basın açıklamasını kamuoyuyla paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir mermi kaç lira biliyor musunuz?” sözlerinin hatırlatıldığı açıklamada “Silah sanayisine yapılan harcamaların bedeli domates,

biber, patlıcan ve diğer gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artış ile halka ödetilmektedir” denildi.

“Manavları, pazarcıları, aracıları suçlamak, hatta “terörist” ilan etmek, kendi sorumluluğunu örtbas etme çabasından başka bir şey değildir” denilen açıklamada iktidarın popülist uygulamasının 31 Mart yerel seçimlerine kadar süreceği,

sürdürülebilir bir politika olmadığı hatırlatıldı.

Tarım Adım Adım Yok Edildi

Ülkede tarımın, hükümet politikalarıyla adım adım iflasın eşiğine sürüklendiği belirtilen açıklamada şunlar söylendi:

“Sadece sebze ve meyvede bir yıllık satış fiyatı artışı yüzde 64’ü bulmuş durumdadır. Tarım alanları son 16 yıl içerisinde 26.5 milyon hektardan 23 milyon hektar alana düşmüş, bir başka deyişle, 3.5 milyon hektar tarım alanı betonlaştırılmıştır. 

Yine son 16 yılda tarımda 185 milyar dolar ithalata harcama yapılmıştır.

Ülke 5 ürün dışında tarımsal ithalata muhtaç hale getirilmiştir.  Gümrük vergisi oranları sıfıra çekilerek 126 ülkeden sebze ve meyve ithal edilmekte, çiftçi adil olmayan koşullarda satış yapmaya, uluslar arası tekellerle yarıştırılmaya zorlanmaktadır.

Gıda ve tarımsal ürünlerde ithalat kapısının açılması ve gümrük vergilerinin sıfırlanmasıyla tarımsal üretim hükümet eliyle baltalanmaktadır. Yıllarca “ananı da al git” denilen çiftçi küstürülmüş, yüksek girdiler yüzünden

(yatlardan, pırlantalardan alınmayan ücretlerin çiftçinin üretimine yansıtılmasıyla) üretemez hale getirilmiş, toprağını bırakmaya zorlanmıştır.

İktidar bu çöküşü tanzim satış gibi popülist politikalarla, hedef saptırmalarla kamufle etmeye çalışken, yükselen tohum, gübre, mazot, elektrik, su fiyatları gibi tarımsal üretimdeki yapısal sorunlar tüm gerçekliği ile orta yerde durmaktadır.

Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla maliyetine getirilerek satışa sunulduğu ifade edilen tanzim satışlar bir yanımızda dururken son altı ayda sadece gübreye gelen yüzde 100’lük artışın arkasında da aynı Tarım Kredi Kooperatifleri bulunmaktadır.

Sadece bu çelişki bile hükümet tarafından müdahalenin ne kadar göstermelik olduğunun bir resmidir”

Tanzim Çadırları “Hal Yasası”Nın Altyapısını Hazırlıyor

Seçim sonrasında Meclise gelmesi beklenen “Hal Yasa Tasarısı” ile Türkiye genelindeki hallerin şirketlere devredilmesi gündemine dikkat çekilen açıklamada “İktidar yap-işlet-devret modelini şimdi hallerde uygulamaya niyetlenmekte,

tanzim satış noktalarıyla da bunun altyapısını hazırlamaktadır” denildi. Söz konusu uygulama ile çiftçinin kendi toprağında söz sahibi olamayacağına, işçileştirileceğine dikkat çekildi:

“Piyasayı üretici lehine düzenleyen Fiskobirlik, Tekel gibi kurumlar üreticiye daha düşük fiyatla gübre veren Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri tek tek kapatıldı, yok edildi. Toprak Mahsulleri Ofisi, Et ve Süt Ürünleri Kurumu üretimden çok

ithal eden kurumlara dönüştürüldü. Üreticiler, şirketlerle baş başa bırakılarak bir tür sözleşmeli üreticilik yaratıldı. Şimdi de işin pazarlama bölümünün Hal Yasası’ndaki değişikliklerle ele alınması planlanıyor.

Çiftçiler, küçük üreticiler, sözleşmeli üreticilikle şirketlerin sistemine bağlanarak yeni bir TEKEL oluşturmanın zemini yaratılıyor.

Düzenleme yasalaşırsa ülke genelindeki 175 olan hal sayısı 30’a indirilecek, toptancı hallerini kurma ve işletme iznini Ticaret Bakanlığı verecek. Çiftçinin yıllara dayanan bilgi birikimi ve tecrübesi sözleşmeli üretimle şirketler tarafından satın alınacak.

Hangi ürünü ekecek, ne zaman ekecek, ne zaman hasat edecek hepsine şirketler karar verecek. Çiftçinin kendi toprağında söz sahibi olması bitecek, kararı kendisinin vermediği toprağında işçileştirilecek.

Yakın zamanda hayvancılık sektöründe gördük ki: Yem fiyatlarındaki artış nedeniyle üretici çiftçiye yem göndermeyen şirketler, binlerce civcivin çiftçinin elinde açlıktan ölümüne neden olmaktadır.

Tarımı bekleyen yeni tehlike bu olacaktır”

Tanzim Çadırları Çözüm Değildir

“Gıda seçim malzemesi yapılamayacak kadar ciddi bir konudur” denilen açıklamada tarımdaki bu çöküşün sonunda daha ciddi gıda krizlerine yol açacağı vurgulandı. Tarım sektörü için geçici değil, kalıcı çözümler sunulması gerektiği belirtildi.

Açıklama “Manavla, pazarcıyla mücadele edileceğine, üreticiyi ve tüketiciyi mağdur etmeyecek sürdürülebilir, ekolojik, aile işletmeleri ile kooperatifleşmeyi önceleyen tarım politikaları uygulanmalı,

tarımda ithalat politikalarına son verilmelidir” sözleri ile sona erdi. Sendika.Org

yukarı çık
0
Paylaşım