Muratpaşa’da Referandum Heyecanı; Yeni Bir Hayır Tokatı Atacağız

üyelerle yaptığı toplantıda referandum için yapılacakları konuştu. Referandum konusunda CHP Muratpaşa’nın anayasa değişikliği referandumunda gösterdiği performansı bu referandumda da göstereceğine inandığını belirten CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ahmet Kumbul, “16 Nisan Referandumunda, ilçemizde nasıl %70 oranında bir Hayır duruşu sergilediysek, bu referandumda da aynı çalışmayla bu oranı daha da geçebiliriz.

Böylece 16 Nisan’da AKP’ye, bu 11 Haziranda da AKP’li Büyükşehir Belediyesine aynı tokatı atacağız” dedi.

Kumbul yaptığı konuşmada bu Giritli Parkı için referandum kararı alınmasını iki açıdan ele aldı. Yeşilin, doğanın referanduma sokulmasının ilkesel olarak yanlış olduğunu belirten Kumbul,

öte yandan doğrudan projenin uygulanması yerine halka sorulmasını doğru bulduklarını söyledi.

Kumbul, “Bu parkın referanduma sokulmasını doğru bulmuyoruz. Üzerinde onlarca ağaç olan ve Üçgen Mahallesi gibi yeşil alanı çok az olan bir mahallede tek nokta kalmış.

Gönül ister ki Büyükşehir Belediyesi komple bu projesini iptal etsin.

Doğrudan projeyi uygulamaya yerine yeniden halka sorulmasını söylemeleri ve referandum kararı almaları her ne kadar doğru bulmasak ta yerinde bir karar oldu.

Üçgen Mahallesi Cumhuriyet Mahallesi ve Şarampol esnafını katılımıyla 11 Haziran tarihinde sandık konulup oylamaya gidilecek.

Eğer o bölgedeki kendi kitlemizi ve çevre halkını sandık başına getirebilirsek yüksek bir oranda HAYIR’ın çıkacağından eminim” diyerek sözlerini tamamladı.

Antalya’nın yeşil doğasını katlettiler

Daha sonra söz alan CHP MYK Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya milletvekili Çetin Osman Budak ise kentin değerini arttırmanın yeşili korumakla mümkün olduğunu söyledi.

Giritli Parkı meselesi sadece CHP’nin değil bütün dinamiklerin sahip çıkması gereken bir meseledir diyen Budak konuşmasında şunlara değindi;

“Sizin yaptığınız şu anda değerli bir duruş. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin meselesi değildir çevre ve doğa. Bütün kesimlerin, bütün dinamiklerin aslında sahip çıkması gerekir.

Antalya'nın en azından 50 küsur yıllık geçmişini biliyorum.Benim çocukluğum oralarda geçti. Murat Paşa Camisi idi bizim oynama alanımız. Bahçesi yemyeşildi Murat Paşa camisinin, bahçesinin yarısı gitti. Nereye gitti? Antalya'nın duyarsızlığı kaybettirdi aslında.

Yine o kenti yönetenler Antalya'nın yeşil doğasını perişan etti. Eğer şu Andızlı Mezarlığı olmasaydı yeşil yoktu. Bir tek yeşillik mezarlıkta var şu anda. Üçgen Mahallesi kentin çöküntü alanı oldu.

Kentsel dönüşümün yapılabileceği yerler aslında Üçgen Mahallesidir. Oda başkanlığım döneminde önermiştim, hem de birkaç kez. Gerçek bir kentsel dönüşüm yapmanın anlamı şudur;

koca bir mahalleyi bir alan olarak ele alıp bir yüksek apartman yapıp etrafında sosyal donatı alanları ile doldurabilirsiniz. O zaman otopark sorunuz da kalmaz. Yeşil alanları arttırdığınız zaman o kentin değeri daha da artar zaten.

Şimdi tam tersine orada bir avuç yer kalmış. İlk başta Giritli Parkı için yer altına otopark yapacağız, üstü de yeşillik kalacak demişlerdi. Bu kandırmacaydı.

Şarampol Projesi için referanduma çıktıkları zaman ki afişlere baktığınız zaman orada da Giritli Parkı'nın yerine katlı otopark yapılacağı görülmekteydi.

O afişlerde de gördüğünüz gibi saksılara yeşillik dikerek yeşili koruduğunu anlatmaya çalışmışlar. Bu bile sizin için savunabileceğiniz, işte adamların zihniyeti diyebileceğiniz olgu.

Bütün kenti betonlaştır sonra da yolların üzerinde saksılara yeşil koyup kenti yeşilleştirdiğini söylüyorlar. Hep aynı kafa yaşanabilir Antalya'yı beton denizine çevirdiniz.

Raylı projeler zamanında biz buna da şerh koymuştuk, yapmayın demiştik, şarampole betonlaştırmayın demiştik ama yaptılar. Şimdi de Efsane Geri Dönüyor diyorlar.

Ölmüş dirilmez. O kentin dokusunu yok ettiniz, yani insanlığı yok ettiniz. Şimdi esnaf da şöyle bir umutla bakıyor bu işe, bizim işlerimiz açılacak, yeniden eski iş durumunuza döneceğiz diye düşünüyorlar.

Bu işe dur demek için yine ciddi bir çalışma yapmak gerekiyor. Hayır Platformunda olan aynı demokratik sebeplerle bir araya gelen insanlarla da yine bir araya gelinmesi gerekir”