Menu
RSS

İMO Antalya: Deprem Bir Doğa Olayıdır, Afet Kader Değildir!

İMO Antalya: Deprem Bir Doğa Olayıdır, Afet Kader Değildir!

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, 17 Ağustos 1999 tarihinde ülkemizi yasa boğan depremin yıldönümü nedeniyle, depreme duyarlığın arttırılmasını içeren bir basın toplantısı gerçekleştirdi. İMO Antalya Şubesi Başkanı Mustafa Balcı,

yönetim kurulu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında “Gerek 17 Ağustos Depreminin ortaya çıkardığı gerçekler gerekse meydana gelen diğer depremlerde karşılaştığımız durumlar yapı stokumuzun büyük ölçüde risk taşıdığını, deprem güvenliklerinin olmadığını açıkça ortaya koymuştu” dedi.

Depreme Hazırlık İçin Üç Yol Var

Balcı yaptığı konuşmada yapıları depreme karşı hazırlamanın üç yolu olduğunu ifade ederek, depremin doğa olayı olduğu gerçeğini kabullenmek ancak bilimin ve mühendisliğin gereklerini de yerine getirmek gerekir, depremi kadere bağlamanın doğru olmadığını söyledi.

Balcı “Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın üç temel yolu bulunmaktadır. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesidir.

İkincisi, yeni yapılacak olan yapıları; bilimin, tekniğin ve mühendisliğin ortaya koyduğu ilkeleri yapı üretim sürecinin içine sokmaktır. Ayrıca ortaya çıkabilecek riski azaltmak için yapıların sigorta kapsamına alınması da deprem zararlarını azaltmanın bir yolu olarak söylenebilir” dedi.

Bu Sistemin Acil Olarak Değişmesi Gerekmektedir

Balcı deprem konusunda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı;

Odamız, deprem gerçeğinin bilinmesine yönelik birçok çalışmaya katılarak bilgi ve deneyimini tüm katılımcılarla paylaşmış, depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir. Yapılan bu çalışmaların ortaya çıkarmış olduğu gerçekleri sıralarsak:

-Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği yoktur. Bu yapıların bir an önce güçlendirilmesi gerekmektedir.

-Onarım ve güçlendirme çalışmaları rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılmaları sağlanmalıdır.

-Yeni yapılan ve yapılacak yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi ihmal edilemez bir zorunluluktur.

-Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan yapı denetim kuruluşunu müteahhitler belirlemektedir. Bu sistemin acil olarak değişmesi gerekmektedir.

-Yapı denetim ücreti son derece yetersizdir.

-Denetim sürecinde bulunan meslek insanlarının mesleki yeterlilikleri, meslek odası tarafından belgelenmemektedir.

-Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmiştir.

-Yetkin mühendislik yasası tüm uğraşılara rağmen çıkarılmamıştır.

-1938 yılında çıkarılan, sadece diploma almaya bağlı olarak hizmet üretilmesini sağlayan  "Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun" değiştirilmemiştir.

-Kentleşme süreci ile ilgili olarak ya sağlıklı planlar üretilmemiş ya da üretilmiş olsalar bile uygulama noktasında "rant" kavramı devreye girmiştir.

Ne yazık ki yapılmış olan bu çalışma ve ortaya çıkarılan raporlarda bulunan değerli bilgiler dikkate alınmamış ve bu çalışmaların yapılmasına öncülük eden kadrolar da ilgili bakanlıklardan ve yerel yönetimlerden tasfiye edilmişlerdir.

İvedi Olarak Bir Deprem Master Planı Yapılmalıdır

Balcı sözlerini şöyle sürdürdü; “Akdeniz`e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu Yarımadası sürekli sallanmaktadır. Bu doğal bir durumdur.

Güney-Batı Anadolu, Ege-Akdeniz kesişimi, Yunanistan`ın güney kısmı tamamen deprem bölgesidir. Ülkemiz ve şehrimiz sürekli olarak bu depremlerin tesiri altındadır.

Özellikle 4. Derece deprem bölgesinden 2. Derece deprem bölgesine düşürülen Şehrimiz açısından deprem bir gerçektir. 1998`de yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği öncesi 4. Derece deprem bölgesi koşullarına göre projelendirilen yapıların, 2. Derece deprem bölgesinde oluşacak bir depreme nasıl tepki vereceği maalesef bilinmemektedir.

Bu nedenle İvedi olarak bir Deprem Master Planı yapılmalıdır. Yıllardır her 17 Ağustos`ta Deprem Master Planı yapılması ısrarımızı sürdürmekteyiz. Sene 2017;

Hala Deprem Master Planı yoktur.

Hala bizlerin ve Antalya`da yaşayanların bildiği Afet Toplanma Alanlarımız yoktur.

Hala doğal afet senaryoları üzerinden yapılması gereken tatbikatlar gerçekleştirilmemiştir.

Hala göğsümüzü gere gere uygulamaya koyabileceğimiz bir Kentsel Dönüşüm Master Planımız yoktur.

Hala bilim ve mühendislik ilkeleri çerçevesinde yapılan tüm Master Planların içerisinde yer aldığı bütüncül bir nazım imar planımız yoktur.

Enerjimizi ve zamanımızı çılgın projeler yerine ayakları yere basan şehrimizi daha bir yaşanılır kılacak olan gerçekçi projeler için harcamalıyız.

İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapılar üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir. Bu nedenle  depremi unutmayacağız, unutturmayacağız!..

Ülkemizin ekonomik-sosyal-siyasal çalkantılı döneminde deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.

İnsan hayatı değerlidir; siyasetçilerin oy kaygısına, sermayenin kar hırsına, niteliksiz mühendislik hizmetine ve denetimsizliğe terkedilemez.

Depremle mücadele yara sarmak değil, yara açmamak için önlem almaktır.

Gelecek depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz ancak bilim bize depremle güvenli yaşamayı sağlayabilir.

Farkındalık, Bilinç Ve Sorumluluk Hayat Kurtarır”

Balcı daha sonra deprem konulu sergideki resimleri tanıttı.

yukarı çık
0
Paylaşım