Menu
RSS

Antalya Tabip Odası’ndan Covid19 Nedeniyle Ölenlere Saygı: #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz

Antalya Tabip Odası’ndan Covid19 Nedeniyle Ölenlere Saygı: #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz

Antalya Tabip Odası covid19 salgını nedeniyle yaşamlarını yitiren sağlık çalışanlarını ve vatandaşları anma, bu süreçte yaşanan sıkıntılara dikkat çekme nedeniyle tüm ülkede yapılan #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz Haftası etkinlikleri kapsamında

Antalya Araştırma Hastanesi Önünde toplanıp saygı duruşu, ardından da basın açıklaması yaptı.

Anma töreninde çok sayıda hekim, meslek odaları, sendikalar ve siyasi parti temsilcileri yer aldı. Saygı duruşunun ardından Antalya tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin tarafından basın açıklaması okundu. Destek için etkinliğe katılan temsilciler de anma konuşması yaptılar.

Ayrıca konuşmalarda anma yanı sıra, dün bir siyasi parti liderinin TTB’yi ihanetle suçlayarak kapatılmasını isteyen açıklaması ile ilgili olarak “ TTB’nin salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için

kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur“ ifadeleri kullanıldı.

Antalya tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin basın açıklamasında şunları söyledi:

“Pandemi Sürecinde Kaybettiğimiz Sağlık Çalışanları ve Tüm Vatandaşlarımızı Saygıyla Anıyoruz…

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının temel görevi hastalıkların önlenmesi, tedavi edilmesi ile bireylerin ve toplumun sağlık hakkının korunması, geliştirilmesidir. Bunu mesleklerinin evrensel değerlerine dayanarak her zaman canla başla yapmaktadırlar.

Türk Tabipleri Birliği’nin salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur. COVID-19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve

başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur.

Ancak bu ödevlerini yerine getirirken kendi sağlıklarının, yaşamlarının korunmasını sağlayacak koşulları beklemek de en doğal haklarıdır. Yaşatmak için yaşamalıdırlar. Bu hakların sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması, önlemlerin alınması,

uygun çalışma ortamlarının oluşturulması, emeklerinin karşılıklarının sağlanması ise devletin asli sorumluluğudur.

Bugün geldiğimiz noktada ülkemiz için 6 ay önce başlayan salgın şiddetlenerek devam etmektedir. Resmi rakamlara göre bugüne kadar 296 bin vatandaşımız hastalanmış ve 7249 vatandaşımız vefat etmiştir. Sağlık çalışanları arasında ise hasta sayısı 30 bini bulmuştur.

31’i hekim olmak üzere 91 sağlık çalışanı ne yazık ki bu mücadelede kaybedilmiştir. Pandemi sürecinin şeffaflıkla yönetilmemesi ve bu nedenle kesin rakamlara ulaşılamamakla birlikte sahada çalışan meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgilere göre

Antalya’da da halen yaklaşık 4500 Covid (+) vaka izlenmekte olup son dönemde günde 400-500 arası yeni vaka tespit edilmektedir. Ayrıca bir meslektaşımızı da Covid-19 nedeniyle kaybetmiş olmanın acısını yaşamaktayız. Resmi rakamlar göz önüne alındığında

oransal olarak toplumdaki bireylere göre sağlık çalışanlarının 10 kat daha fazla hasta olduğu görülmektedir. Bu da açıklıkla gösteriyor ki Covid-19 sağlık çalışanları için bir meslek hastalığıdır ve bu konuda gerekli hukuki süreç yürütülmelidir.

Sağlık hizmetlerinin en önemli basamağı hastalanmanın önlenmesi yani koruyucu hizmetlerdir. Covid-19 gibi bulaşıcı ve salgın hastalıklarda toplumun korunabilmesi için koruyucu hizmetlerin önemi bir kat daha artmaktadır.

Ancak yine bilmekteyiz ki iktidarın sağlık hizmetlerini metalaştırarak kar elde etme aracı olarak görmesinin sonucu tedavi edici hizmetler öncelenmektedir. Salgın bilimini dikkate alan, aklın ve bilimin ışığında bir salgın yönetimi yaşama geçirilebilse covid-19’un

önlenebilir bir hastalık olduğu görülecektir. Tüm dünyada salgının halen devam etmesinin temel nedeni, merkeze halk sağlığı ve bilimi değil de ekonomik gerekçeleri alan yaklaşımdır. Hiçbir salgın sadece vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemez.

Kamusal sağlık otoritesi şu anda maske, mesafe ve el hijyeni uyarıları dışında bütün alanlardan kendisini çekmiştir. Covid-19 yayılımından sadece yurttaşların suçlu olduğu algısı yaratılmaktadır.

Bireysel tedbirler ancak merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici, halkın sosyal gereksinimlerine çözüm getiren kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olacak ve sonuç verecektir.

Bizler olağandışı durumlarda da mesleğimizin doğasında yer alan fedakârlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Pandemiye karşı en ön saflarda mücadeleyi yürüten hekimler ve bütün sağlık çalışanları ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde 

yalnız bırakılmayacaklarını ve korunacaklarını bilmek istiyor. Bu insanüstü çabalarının farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz.

Salgınla mücadeleyi sürdürürken kendi sağlığımızın, hastalığı sevdiklerimize ve diğer hastalarımıza taşımanın, yaşamımızı kaybetmemiz durumunda geride bıraktıklarımızın geleceğinin kaygısını yaşamak istemiyoruz.

Yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermeleri zorunluluktur. Tüm sağlık çalışanlarında fiziksel ve ruhsal olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve

zaaflar konusunda yetkilileri uyarmak istiyoruz. Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.

Bu süreçte kaybettiğimiz sağlık çalışanları ve tüm vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz”

yukarı çık
0
Paylaşım