Menu
RSS

Antalya JMO: Depremin Afete Dönüşmesini Önlemek Olanaklıdır!

Antalya JMO: Depremin Afete Dönüşmesini Önlemek Olanaklıdır!

17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminin üzerinden 18 yıldönümü nedeniyle JMO (Jeoloji Mühendisleri Odası) Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, deprem duyarlılığını bir kez daha hatırlattı. 2009 yılında oluşturulan Deprem Danışma Kurulu "yılda en az dört kez toplanır" şeklindeki ana çalışma ilkesine aykırı olarak,

2013-2016 döneminde hiç toplanmamış 2017 yılında ise bugüne kadar sadece bir toplantı gerçekleştirmiştir diyen Keleş, afetleri önceden görüp önlemler almak yerine daha çok evini yapana yardım gibi afet sonrası "yara sarma faaliyetlerine" ait olduğu görülmektedir dedi.

AFETİN ADI YOK

Ülkemizde son yıllarda oluşan deprem yıkıntılarına karşın bugün gelinen noktada temel sorunun etkin bir afet yönetiminin oluşturulmasını sağlayacak siyasal anlayışın bulunmamasıdır diyen Keleş, “Sonuç olarak; toplum olarak 1999 Marmara Depremlerinin acı sonuçlarını maalesef unuttuk.

Depremleri önlememizin mümkün olmadığını, ancak doğru ve sürdürülebilir zarar azaltma politikaları ile afet zararlarını en aza indirebileceğimizi biliyoruz.  Yeter ki ortak aklın oluşturulması konusunda  bir niyet ve irade olsun” dedi.

Antalya’da deprem durumu Nasıl?

Keleş Antalya’nın ülkemizin durumundan farklı olmadığını söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü; “2017 yılına geldik, hala bir Deprem Master Planımız yok.

Hala Deprem Toplanma Alanlarımız yok. Olabilecek durumda olan parklarımızda imar değişiklikleri ile yok edilmektedir. Hala doğal afet senaryoları üzerine yapılması gereken tatbikatlar gerçekleştirilmemiş, hala uygulamaya konulmuş Kentsel Dönüşüm Master Planımız yoktur.

Bunların sonucunda hala mühendislik ilkeleri çerçevesinde yapılan tüm Master Planlarının içerisinde yer aldığı bütüncül bir Nazım İmar Planı’mız yoktur.

Hemen hemen her gün bölgemiz, çevremiz ve ülkemizde değişik boyutlarda doğal olaylar oluşmaktadır. Doğal olayların afete dönüşmemesi için biz mühendis odalarının insani ve toplumsal sorumluluğumuz gereğidir.

Çanlı yaşamı değerlidir. Sermayenin kar ve rant hırsına, hükümetin ve siyasetin oy kapma derdine düştüğü bu günlerde mühendislik etik ve kurallarına, toplumsal sorumluluğumuza karşı duranlara tepkimizi elbette göstermemiz doğaldır.

Ülkemizin yılda 20-25 mm batıya doğru hareket ettiği, batının da güneye doğru yılda 30-33 mm açıldığı bilinen bir gerçektir. Bu gerçeklilik doğrultusunda ülkemiz ve kentimiz deprem bölgesidir.

Bu gerçeklik kabul edilmelidir. Deprem bir doğa olayıdır. Depremi önlemek olanaksızdır. Ama depremin afete dönüşmesini önlemek olanaklıdır. Bu da bilim ve mühendislik kurallarına uymakla olur.

Onun için bilim insanlarını dinleyin. MESLEK ODALARINI DİNLEYİN. Uyarılarına kulak verin.

Kentimizde bizler yatırım yapılmasına hiçbir zaman karşı olmadık. Yatırımların bir önceliği olmalıdır. Bizler önceliği yaşama veriyoruz. Onun için bizler Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes TÜREL’in çılgın projelerinin birçoğuna karşıyız. 

Antalya için acil yapılması gereken eksiklikleri açıkladık. Kentin kaynaklarının, kentte yaşayanların olasılı afet anında yaşama sarılabilmesi için öncelikle bunların yapılması gerekir.

Sonrasında çılgın projeleri bilim, doğa ve meslek kuralları açısından değerlendirerek destek de verebiliriz. Önceliği yaşam yerine, doğanın ve su kaynaklarımızın korunması yerine ranta ve çıkar çevrelerine verirse ebetteki buna karşı duracağız. 

Antalya’mızı yöneten idari ve yetkili kurumlara çağrımızdır. Öncelikli olarak enerjimizi, kaynaklarımızı buna harcayalım. Unutulmasın ki göçüğün altında kalmaktan yöneticiler kurtulamaz. Allah’ın Adaleti kendini orada gösterir. Hiç kimsenin burnu kanamasın”

yukarı çık
0
Paylaşım